t: +90 212 291 39 91

HAKKINDA


EĞİTİM


  • İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı Doktora ve Periodontoloji Uzmanlığı
  • İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi

PROFESYONEL MESLEK İLGİ ALANLARI


  • Periodontal Hastalıkların Tedavisi
  • Dental İmplantoloji
  • Estetik Diş Hekimliği
  • Dental Cerrahi
  • Periodontal Plastik Cerrahi
  • Yönlendirilmiş Doku / Kemik Rejenerasyonu
  • Sistemik-Periodontal Hastalık İlişkisi

ÖDÜLLER


  • SCI Ödülü, Türk Periodontoloji Derneği 20. Bilimsel Sempozyumu, 29-30 Ekim Diyarbakır 2010.
  • Türk Periodontoloji Derneği Sözlü Bildiri Ödülü, Türk Periodontoloji Derneği 41. Bilimsel Kongresi 20-22 Mayıs 2011.

SCI KAPSAMINDAKİ DERGİLERDE YAYINLANMIŞ YAYINLAR


• Guvenc D, Gokbuget AY, Cintan S, Kara G, Cifcibasi EY, Unuvar E, Ciftci S, Keskin F, Kulekci G, Yaltirik M, Kilicoglu H. An Atypical Form of Necrotizing Periodontitis. J Periodontol. 2009 Sep; (9):1548-53
• D. Guvenc, A.Y. Gokbuget, S. Cintan, F. Seymen: A Variant of the Ekman-Westborg and Julin trait. Int J Oral Maxillofac Surg. 2012 Jan;41(1):42-5. Epub 2011Nov 17.

SCI KAPSAMINDAKİ DERGİLER İÇİN YAYINA HAZIRLANAN ARAŞTIRMALAR


• D. Guvenc, et al. Generalized Aggressive Periodontitis and Risk of Cardiovascular Disease
• D. Guvenc, et al. Change in Whole Blood Count from Patients with Generalized Aggressive Periodontitis After Non-Surgical Therapy.

ULUSAL HAKEMLİ DERGİLERDE YAYINLANMIŞ YAYINLAR


• Çifcibaşı E, Güvenç D, Kara G, Kurtuluş İ, Çintan S. Akut Nekrotizan Ülseratif Gingivitis (ANUG), Bir Olgu Bildirisi. İ.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2006
• Yek E, Kara G, Güvenç D, Külekçi G, Çintan S. Lokalize Agresif Periodontitisli Bir Hastada Tedavi Yaklaşımı, Bir Olgu Sunumu. İ.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2008
• Güvenç D, Gökbuget Yaşar A, Çintan S, Yek E, Kara G, Özgüneş Akkuş G. İmplant Öncesi Otojen Blok Greft ile Lokalize Alveolar Kret Ogumentasyonu, Bir Vaka Sunumu. İ.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2008.
• S Çintan, D Güvenç. Periodontal Hastalık Sistemik Parametreler. ANKEM Derg. 2011; 25(0):56-61

ULUSAL HAKEMSİZ DERGİLERDE YAYINLANMIŞ YAYINLAR


• Güvenç D, Gökbuget Yaşar A, Çintan S, Kara G, Yek E, Özgüneş Akkuş G. Kalsiyum Kanal Blokeri Kullanımına Bağlı Dişeti Büyümesi ve Tedavisi, Olgu Sunumu. Çanakkale Diş Hekimleri Odası, Yıl:1, Sayı:4, Nisan, Mayıs, Haziran, 2009
• Çintan Serdar, Güvenç Dilek. HIV Enfeksiyonunda Ağızda Görülen Bulgular ve Öneriler. İstanbul Diş Hekimleri Odası, Sayı:129 Kasım, Aralık, 2009
• Güvenç D, Gökbuget Yaşar A, Çintan S, Kara G, Yek E, Artim E B, Kamalı S. Diffüz Sistemik Skleroderma Hastasının İmplant ile Rehabilitasyonu, Bir Vaka Raporu. Çanakkale Diş Hekimleri Odası, Basım Aşamasında.

SÖZLÜ BİLDİRİLER


• Güvenç D, Gökbuget A, Çintan S, Unuvar E, Külekçi G, Kara G, Yek E Ç. Atipik Periodontitis, Bir Olgu Sunumu. Türk Periodontoloji Derneği 37. Bilimsel Kongresi, 23-27 Mayıs 2007, Antalya.
• Yek E Ç, Kara G, Güvenç D, Çintan S. Generalize Agresif Periodontitis Tedavisinde Sistemik Metronidazol-Amoksisilin Kullanımının Klinik ve Mikrobiyolojik Parametreler Üzerine Etkileri. Türk Periodontoloji Derneği 38. Bilimsel Kongresi, 22-24 Mayıs 2008, İstanbul.
• Güvenç D, Çintan S. Generalize Agresif Periodontitis ve Kardiyovasküler hastalık riski. Türk Periodontoloji Derneği 41. Bilimsel Kongresi, 20-22 Mayıs 2011, İstanbul.

ULUSLARARASI KONGRELERDE SUNULAN POSTERLER


• Guvenc Dilek, Gokbuget Aslan, Cintan Serdar, Kara Goze, Cifcibasi Yek Emine, Artim Esen Bahar, Kamali Sevil. Implant Rehabilitation for a Patient with Diffuse Systemic Scleroderma, A Clinical Report. 13th International Conference on Periodontal Research, 05-08 June 2008, Ljubljana, Slovenya.
• D. Guvenc, G. Kara, E.C. Yek and S. Cintan. Change in Whole Blood Count from Patients with Generalized Aggressive Periodontitis After Non-Surgical Therapy. Europerio 6, 4-6 June 2009. Journal of Clinical Periodontology, Volume 36, Supplement 9, June 2009. Ref. No: EUABS064963. Stockholm, Sweden
• Kara G., D. Guvenc, E. Yek, I. Kurtulus and S. Cintan. Systemic and Oral Health Status of Turkish Periodontal Patients, A Retrospective Study. Europerio 6 4-6 June 2009. Journal of Clinical Periodontology, Volume 36, Supplement 9, June 2009. Ref. No: EUABS065982. Stockholm, Sweden
• Bozbay E, Cifcibasi Yek E, Guvenc D, Kara G, Cintan S. Clinical Efficacy of Three Different Irrigation Agents. International Association for Dental Research, IADR, July 2010, Barcelona, Spain.
• E. Çifcibaşı, D. Güvenç, İ. Kurtuluş, S. Çintan. Akut Nekrotizan Ülseratif Gingivitis (ANUG), Bir Olgu Bildirisi. Türk Periodontoloji Derneği 35. Bilimsel Kongresi, 12-14 Mayıs 2005, Poster No: 32, İstanbul.
• E. Çifcibaşı, V. Olgaç, D. Güvenç, İ. Kurtuluş, S. Çintan, A.Y. Gökbuget, G. Erseven. Sağ Maksillada Görülen Odontojenik Fibromiksoma, Bir Olgu Sunumu. Türk Periodontoloji Derneği 35. Bilimsel Kongresi, 12-14 Mayıs 2005, Poster No: 33, İstanbul.
• E. Çifcibaşı, V. Olgaç, D. Güvenç, İ. Kurtuluş, S. Çintan, A.Y. Gökbuget, G. Erseven. İltihapsal Fibröz Hiperplazinin Eksizyonel Biyopsisi; Estetik Yaklaşım, Bir Olgu Sunumu. Türk Periodontoloji Derneği 35. Bilimsel Kongresi, 12-14 Mayıs 2005, Poster No: 34, İstanbul.
• Güvenç D, Kara G, Yek EÇ, Kurtuluş İ, İşsever H, Çintan S. Periodontal Hastalığa Sahip Bireylerde Sistemik Durum, Kart Taraması 1. Türk Periodontoloji Derneği 36. Bilimsel Kongresi ve 16. Sempozyumu, 21-23 Eylül 2006, Çeşme.
• Güvenç D, Kara G, Yek EÇ, Kurtuluş İ, İşsever H, Çintan S. Periodontal Hastalığa Sahip Bireylerde Ağız Sağlığının Durumu, Kart Taraması 2. Türk Periodontoloji Derneği 36. Bilimsel Kongresi ve 16. Sempozyumu, 21-23 Eylül 2006, Çeşme.
• Yek EÇ, Kara G, Güvenç D, Çintan S. Periodontal Kemik Defektlerinin Tedavisinde Yönlendirilmiş Doku Rejenerasyonunun Yalnız veya Mine Matriks Proteini Türevi ile Beraber Sığır Kaynaklı Ksenogreft Kullanımının Klinik Karşılaştırılması, Olgu Sunumu. Türk Periodontoloji Derneği 37. Bilimsel Kongresi, 23-27 Mayıs 2007, Antalya.
• Kara G, Yek EÇ, Akkuş G, Güvenç D, Çintan S, Gökbuget AY, Pamuk S. Agresif Periodontitisin Osseointegre Dental İmplant ve Simultane Kemik Ogmentasyonu ile Tedavisi, Olgu Sunumu. Türk Periodontoloji Derneği 37. Bilimsel Kongresi, 23-27 Mayıs 2007, Antalya.
• Yek EÇ, Akkuş G, Çintan S, Pamuk S, Kara G, Şen D, Güvenç D. Agresif Periodontitisin Osseointegre Dental İmplant ve Simultane Kemik Ogmentasyonu ile Tedavisi, Olgu Sunumu. Türk Periodontoloji Derneği 37. Bilimsel Kongresi, 23-27 Mayıs 2007, Antalya.
• Yek EÇ, Kara G, Güvenç D, Külekçi G, Çintan S. Agresif Periodontitisin Osseointegre Dental İmplant ve Simultane Kemik Ogmentasyonu ile Tedavisi, Olgu Sunumu. Türk Periodontoloji Derneği 37. Bilimsel Kongresi, 23-27 Mayıs 2007, Antalya.
• Güvenç D, Gökbuget AY, Çintan S, Yek EÇ, Kara G, Özgüneş GA. İmplant Öncesi Otojen Blok Greft ile Lokalize Alveolar Kret Ogmetasyonu, Bir Olgu Sunumu. Türk Periodontoloji Derneği 38. Bilimsel Kongresi, 22-24 Mayıs 2008, İstanbul.
• Güvenç D, Gökbuget AY, Çintan S, Yek EÇ, Kara G, Özgüneş GA. Kalsiyum Kanal Blokeri Kullanımına Bağlı Dişeti Büyümesinin Tedavisi, Bir Olgu Sunumu. Türk Periodontoloji Derneği 38. Bilimsel Kongresi, 22-24 Mayıs 2008, İstanbul.
• Kara G, Güvenç D, Yek EÇ, Gökbuget AY, Çintan S. Agresif Periodontitisli Bir Hastada Anterior Bölgenin Dental İmplant ile Rehabilitasyonu, Bir Olgu Sunumu. Türk Periodontoloji Derneği 38. Bilimsel Kongresi, 22-24 Mayıs 2008, İstanbul.
• Bozbay E, Çifçibaşı Yek E, Düzağaç E, Güvenç D, Kara G, Çintan S. Üç Farklı Antiplak Ajanın Klinik Etkileri. Türk Periodontoloji Derneği 40, Bilimsel Kongresi, 2010, İzmir.

KATILDIĞI KURSLAR-SERTİFİKALARI


• Uygulamalı Deney Hayvanları Kursu, İ.Ü. Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü, 12 Mayıs 2006, İstanbul.
• Uygulamalı Piezosurgery Kursu, EMS, Ocak 2009, İstanbul.
• Uygulamalı Diş Hekimliğinde Lazerler Kursu Dr. M Sc. İlay Maden, M Sc Dt. Zafer Kazak Idealclub, Ocak 2010.

KATILDIĞI KONGRE, SEMPOZYUM ve KONFERANSLAR


• Türk Periodontoloji Derneği 35. Bilimsel Kongresi, 12-14 Mayıs 2005, İstanbul.
• Türk Periodontoloji Derneği 15. Bilimsel Sempozyumu, 18-19 Kasım 2005, Konya.
• Türk Periodontoloji Derneği 36. Bilimsel Kongre ve 16. Bilimsel Sempozyumu, 21-23 Eylül 2006, İzmir.
• Türk Periodontoloji Derneği 37. Uluslararası Bilimsel Kongresi, 23-27 Mayıs 2007, Antalya.
• 1st International Zimmer & Mutlu Dental Implantology Days, 19-21 October 2007, Ankara.
• Computer Aided Implantology Academy Istanbul Workshop, 17- 18 November 2007, Istanbul.
• Türk Periodontoloji Derneği 38. Uluslararası Bilimsel Kongresi, 22-24 Mayıs 2008, İstanbul.
• Türk Oral İmplantoloji Derneği XX. Uluslararası İmplantoloji Kongresi, 09-10 Ocak 2009, İstanbul.
• Europerio 6, 04-06 June 2009, Stockholm, Sweden.
• European Association for Osseointegration (EAO), 18th Annual Scientific Meeting 01-03 October 2009, Monaco.
• Türk Oral İmplantoloji Derneği XXI. Uluslararası İmplantoloji Kongresi, 15-16 Ocak 2010, İstanbul.
• ICOI Europe Symopsium, 15-17 April 2010, Istanbul.
• European Association for Osseointegration (EAO), 19th Annual Scientific Meeting, 06-09 October 2010, Glasgow, Scotland.
• Türk Oral İmplantoloji Derneği XXII. Uluslararası İmplantoloji Kongresi, 13-15 Ocak 2011, İstanbul.
• Türk Periodontoloji Derneği 41. Uluslararası Bilimsel Kongresi, 20-22 Mayıs 2011, İstanbul.
• Türk Oral İmplantoloji Derneği XXIII. Uluslararası İmplantoloji Kongresi, 12-14 Ocak 2012, İstanbul.

1.1.1. GÜLÜŞ TASARIMI NEDİR?


  • Gülümsemenizin tasarlanması dişlerinizin, dişetlerinizin, dudaklarınız ile beraber tüm yüzünüzün, estetik olarak kendi içerisinde ve birbirleri ile uyumunun değerlendirilerek size özgü en estetik görselliyi yakalamanızın hedeflendiği tedavi planlamalarının tümüdür. Gülümsemeniz değerlendirilirken; dişlerinizin formu, komşu dişlerle ilişkisi (aralık varlığı ya da çapraşıklık durumu), dişetlerinizin görünme miktarı ( gummy smile ya da hiç görünmemesi ) göz önünde bulundurulur ve bu değerlendirmeler sonucunda bireye özgü, özel bir tedavi planlaması yapılır.

1.1.2. GÜLÜŞ TASARIMINDA DİKKAT EDİLEN NOKTALAR NELERDİR?


  • Tedavi planlaması yapılırken dikkat edilen noktalar;

    Dişeti sağlığı
    Papillerin durumu
    Zenith noktaları
    Gummy Smile ( Gülümseme esnasında dişetlerinin olması gerekenden fazla görünmesi )
    Dişetlerinin rengi ( Dişetlerin koyu renkli pigmentasyon varlığı )
    Dişetlerinin kalınlığına ait fenotip
    Dişlerde restorasyon varlığı
    Dişlerin horizontal ve vertikal kuron boyutları
    Dişlerin kesici kenar uyumları
    Gülümseme esnasındaki simetri
    İstirhat halindeki görüntü
    Dişlerin rengi
    Diastemalar ( Dişler arasında aralıkların olması )
    Dişlerin formu
    Dişlerin dizideki pozisyonları’ dır.

    Tüm bu başlıklar değerlendirilerek hastanın istekleri ve uzman hekimin kendi bakış açısı ile beraber belirli anatomik sınırlar içerinde hareket edilir. Gülümsemenin tasarlanmasında güdülen amaç; hastanın daha genç, daha sağlıklı ve daha estetik bir görüntüye kavuşmasıdır.

1.1.3. GUMMY SMILE NEDİR? GÜLDÜĞÜMDE DİŞETLERİM OLMASI GEREKENDEN FAZLA GÖRÜNÜYORSA NE YAPABİLİRİM?


  • Gummy Smile; gülümseme esnasında dişetlerinin normalde estetik olarak kabul edilen miktardan daha fazla göründüğü durumdur. Böyle bir problem varsa dişetlerinin görünme miktarı ve dişlerin periodontal ( dişeti sağlığı ve kemik desteği ) durumu göz önünde bulundurularak müdahale şekli belirlenir. Tedavi seçenekleri; dişeti konumunun dokuların izin verdiği ölçüde yukarı alınarak değiştirilmesi ve /veya dudağın bir miktar aşağı alınmasıdır. Her iki işlem de lokal anestezi altında yaklaşık 30-40 dakika süren küçük cerrahi işlemlerdir.

KAYNAK : Contemporary Esthetic Dentistry 1st Edition, G. Freedman

1.2. DİŞ BEYAZLATMA


  • Dişlerde doğuştan ya da sonradan kazanılmış olan renkleşmelerin giderilmesi işlemidir. Bu işlemden önce mutlaka hastanın dişeti hastalıkları, dişlerdeki çürük kaviteleri, aşırı aşınmış diş yüzeylerinin varlığı bakımından muayene edilmesi gerekmektedir. Bu tip durumların varlığında uygulanacak beyazlatma işlemi öncesi bu sorunların giderilmesini gerektirmektedir.

1.2.1 DİŞ BEYAZLATMA TEKNİKLERİ NELERDİR?


  • Beyazlatma işlemi ev, ofis ya da iki tekniğin kombine uygulanması biçimlerinde 3 farklı şekilde uygulanabilmektedir. Genellikle en başarılı sonuçlar kombine teknik ile elde edilmektedir.
    Ev tipi beyazlatma tekniğinde; ağızdan alınan ölçü ile alt ve üst çenelerdeki diş dizisinin bireye ait özel elastik plakları hazırlanır. Beyazlatma ajanı bu plaklar üzerinde oluşturulan ceplere yerleştirilir. Uygulama hasta tarafından gün içerisinde veya gece uyurken yapılabilmektedir.
    Ofis tipi beyazlatma tekniğinde; uygulama doktor tarafından klinikte yapılmaktadır. Ajanın konsantrasyonu ev tipine göre daha yüksek olduğu için daha kısa sürede sonuç alınabilmektedir.
    Her iki beyazlatma tekniğinde de hastalardan tedavi esnasında ve takip eden birkaç hafta boyunca boyar madde içeren yiyecek ve içeceklerden uzak durması istenir.
    Her iki teknik de etkin bir şekilde sonuç vermektedir ancak yoğun renkleşme varlığında iki teknikten de kombine olarak yararlanılabilmektedir.

KAYNAK : Contemporary Esthetic Dentistry 1st Edition, G. Freedman

1.3. LAMİNATE VENEER RESTORASYONLAR (PORSELEN LAMİNALAR)


1.3.1. LAMİNATE VENEER RESTORASYONLAR NEDİR?


  • Laminate Veneer restorasyonlar adeziv tekniklerden yararlanılarak uygulanan ön bölgedeki dişlerin hoş olmayan renk, form, pozisyonlarının değiştirilmesi amacıyla kullanılan estetik, porselen yapıdaki çözümlerdir. Ayrıca çürük/kırık gibi madde kaybı durumlarında da dişi koruma ve daha fazla madde kaybını önlemek amacıyla ya da kompozit dolgulardaki gibi renkleşmelerin önüne geçmek maksadıyla da uygulanmaktadır.

1.3.2. LAMİNATE VENEER RESTORASYONLAR NASIL UYGULANIR?


  • Laminate veneer restorasyonlar uygulanabilmesi için dişlerin sadece ön yüzeyine ortalama 0,5-0,8 mm kadar ince bir aşındırma işlemi yapılmaktadır hatta bazı vakalarda ( dişin dizideki pozisyonu, dişler arasında aralık varlığı vb ) aşındırma işlemi yapılmadan restorasyon uygulanabilmektedir.

1.3.3. LAMİNATE VENEER RESTORASYONLARIN EN SIK KULLANILDIĞI DURUMLAR HANGİLERİDİR?


  • Laminate Veneer restorasyonlar özellikle ön grup dişlerde dolgu, çürük, aşınma veya bir travma sonucu oluşan kırık gibi madde kaybı durumlarında koruyucu bir çözüm olarak önerilmektedir.

KAYNAK : Contemporary Esthetic Dentistry 1st Edition, G. Freedman

1.4. TAM SERAMİK-ZİRKON KURON VE KÖPRÜ RESTORASYONLAR


  • Metal destekli protezlerin ışık geçirgenliği yoktur dolayısıyla uygulanan dişlerde görüntü daha opak , çok daha yapay olmaktadır. Tam seramik restorasyonların optik özellikleri doğal dişlerde olduğu gibi ışık için yarı geçirgendir.
    Tam seramik restorasyonlarda alt yapı olarak ise zirkon ya da güçlendirilmiş porselen kullanılmaktadır.

TAM SERAMİK (IPS EMPRESS) KURONLAR;


  • Güçlendirilmiş porselen ile desteklenmiş restorasyonlardır. Oldukça estetik materyaller olmasına karşın, uygulama tekniği diş kesimi ve tedavi planlamasında belirli kurallar gerektirir. Ön bölge dişlerinin restorasyonları için kullanılabilecek en estetik kuron protez formudur ancak arka bölge dişlerinin restorasyonları için dayanıklılıkları bakımından tercih edilmezler.

ZİRKONYUM KURONLAR;


  • Zirkon alt yapıları el değmeden bloklardan işlenerek oluşturulurlar; dişle uyumları ve stres altındaki dayanıklılık düzeyleri mükemmeldir, bu özellikleri arka bölge dişleri için kullanım avantajı sağlamaktadır. Ancak IPS Empress kuronlara göre biraz daha opak özelliktedirler. Dolayısı ile estetiğin önemli olduğu ön bölge dişleri için tam seramik ( IPS Empress ) restorasyonlar daha uygundur.

KAYNAK : Contemporary Esthetic Dentistry 1st Edition, G. Freedman

DENTAL İMPLANT


Günümüzde sağlık alanındaki gelişmelere paralel olarak ortalama yaşam ömrü uzamış dolayısı ile dişsizlik oranı artmıştır. Bugün bilinen diş kayıplarının %90 sebebi diş çürükleri ve periodontal hastalıklar ( dişeti hastalıkları ) nedenlidir. Uzun süren dişsizlik ve kontrolleri yapılmamış, uygun olmayan geleneksel protezlerin uzun süre kullanılması sonucu hastalarda ciddi çene kemiği rezorbsiyonları ( erime ), fonksiyonsuzluğa bağlı atrofi ve dejenerasyonlar gözlenmektedir. Bu ve benzeri nedenlerden ötürü geleneksel hareketli protezler ile yapılan tedavilerin estetik ve fonksiyonel başarısı da genellikle sınırlı olmaktadır.


İMPLANT NEDİR?


İmplant kaybedilen diş köklerini taklit eden, silindir veya vida şeklinde yapay diş kökleridir. İmplantlar titanyum ya da diğer doku dostu materyallerden üretilirler.

İmplant uygulaması iki aşamalı bir tedavidir. İlk aşaması yapay diş kökü olan implantın çene kemiğine yerleştirildiği cerrahi aşamadır. İşlem lokal anestezi altında, ağrısız bir şekilde ve genellikle diş çekiminden daha kısa sürede gerçekleştirilir.

İkinci aşama ise protez aşaması olan yapay diş kökünün üzerine protezin yapılacağı aşamadır. Eksik diş sayısı ve yerine konulan implant sayısına bağlı olarak implantların üzerine sabit (kendi dişiniz gibi ağzınızdan hiç çıkmayan) protezler veya hareketli (çıtçıtlı) protezler yapılabilir.


KAYNAK : Contemporary Implant Dentistry Third Edition, Carl. E. Misch

2.1. İMPLANT NEDEN DAHA ÇOK TERCİH EDİLEN BİR TEDAVİ OLMAYA BAŞLAMIŞTIR?


İmplantlarla yapılan tedavi planlamaları daha koruyucu yöntemlerdir. Diş çekim boşluğuna komşu dişlerin kesilmesi ile yapılacak köprü restorasyonlarına ya da hareketli protezlere oranla çok daha koruyucu bir yöntem olarak kabul edilmektedir.

İmplant tedavisi dişe en çok benzeyen tedavi seçeneği olması ve ağızda hareket etmeyen protez kullanımına izin vermesi sebebi ile hastanın yaşam kalitesini de arttırmaktadır.


KAYNAK : Contemporary Implant Dentistry Third Edition, Carl. E. Misch

2.2. İMPLANTLARIN AVANTAJLARI NELERDİR?


İmplantlar kendi dişleriniz gibi görünür ve hissetirir.

İmplantlar kemik içine yerleştirildiğinden, diş çekimi sonrası meydana gelen kemik kaybını önlemektedirler.

Koruyucu bir yöntemdir; implantlar çekim boşluğuna yerleştirildiği için köprü protezlerinden farklı olarak mevcut diğer dişlerinize dokunulmadan tedavi gerçekleştirilir.

Çoklu diş eksikliği durumlarında ya da tüm çene diş eksikliği durumlarında yerleştirilen implantlar üzerine yapılan total (damak), parsiyel veya sabit protezler hiç oynamaz. Tutuculuk maksimumdur. Ayrıca tüm çene dişsizlik durumlarında uygulanan en az 2 ve daha fazla sayıda implant destekli protezlerin ağızda kapladığı yüzey alanı çok daha az olmaktadır. Böylece hasta daha konforlu bir şekilde yaşamını sürdürebilmektedir.


KAYNAK : Contemporary Implant Dentistry Third Edition, Carl. E. Misch

2.3. KİMLER İMPLANT YAPTIRABİLİR?


İmplant için en uygun adaylar dişeti hastalığı ve genel sağlık problemi olmayan ya da varsa kontrol altında olan kişilerdir.

Eğer Periodontal (dişeti), Diabet (şeker) veya benzer bir hastalık mevcut ise hastalığın kontrol altında olması implant uygulaması için yeterlidir.

İmplant planlanan bölgede yeterli miktarda kemik olması gerekir. Diş çekiminden sonra çene kemiğini (alveol) erimesi hızlanır bu nedenle çekim yapılan bölgeye en kısa süre içerisinde implant yerleştirilerek kemik erimesinin önüne geçilmesi önerilir.


İMPLANT YAPTIRMADAN ÖNCE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER;

Eğer yoğun sigara kullanan bir hastaysanız implant uygulaması öncesi ve hemen sonra bir süre sigarayı bırakmanız ve takip eden iyileşme sürecinde de günlük sigara sayınızı en çok 5 adete kadar düşürmeniz istenecektir. Eğer kontrol altında olmayan Diabet hastasıysanız değerlerinizin diyetinize özen göstererek ve/veya kullandığınız ilacın doktorunuz ile konsültasyon yapılarak değişimi yada dozu ile oynanması ile mümkün olduğu kadar referans aralığına çekilmesi istenecektir.


İMPLANT YAPTIRDIKTAN SONRA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER;

İmplantın uygulandığı operasyon, ağız içi dokular üzerinde basit bir diş çekimi ile yaklaşık olarak aynı etkiyi yaratmaktadır.

Yerleştirilen implantın aşırı yükten korunması ve yara yüzeyinin herhangi bir travmadan mümkün olduğu kadar etkilenmemesi için bir süre daha yumuşak besinler ve sıvı gıdalarla beslenmeniz istenebilir.

Size reçete edilen ilaçların saatine dikkat edilerek alınması önemlidir.

Tüm cerrahi işlemler sonrası olduğu gibi implant operasyonu sonrası doktorunuzun önereceği süre boyunca sigara ve alkol kullanılmamalıdır.


KAYNAK : Contemporary Implant Dentistry Third Edition, Carl. E. Misch

2.4. DENTAL İMPLANT UYGULAMA SÜRESİ NE KADARDIR VE AŞAMALARI NELERDİR?


İmplant operasyon süresi diş eksikliği sayısına bağlı olarak değişir. Ortalama bir implantın yerleştirilmesi 10 dakika kadar bir zaman almakta ve hasta için diş çekiminden daha az travmatik olmaktadır. Ancak kemik yetersizliğinin olması durumlarında bu süre operasyon esnasında uygulanan ek cerrahi işlemlerden dolayı artabilmektedir. Bu uygulamalar süreyi biraz uzatsa bile yine hasta için ağrısız bir işlemlerdir. Çene kemiğinize yerleştirilen implantın kemiğe kaynaması (osseointegrasyon) için beklenmesi gereken süre yaklaşık 8 haftadır. Ancak bu süre beklenilmeden derhal protezin yerleştirildiği durumlar olabildiği gibi yaklaşık 4 ile 6 ay gibi uzun bir iyileşme sürecinin bekleneceği durumlarda olabilmektedir. Bekleme süresini etkileyen faktörler implantın yerleştirileceği çene kemiğinizin mevcut hacmi ile ilgilidir. Bu sürenin tamamlanmasından sonra ikinci aşamada küçük bir müdahale ile implantı ağız içine açan bir kapak yerleştirilerek dişeti şekillendirilir. Dişetinin şekillenmesi için geçen 1-2 hafta akabinde ise ölçü alınarak rutin protez işlemlerine geçilir.


KAYNAK : Contemporary Implant Dentistry Third Edition, Carl. E. Misch

3.1. AĞIZ, DİŞ ve ÇENE CERRAHİSİ


  • Ağız, diş ve çene cerrahisinin uygulama alanları nelerdir?
  • Ağız ve dişlere bağlı kistler tümörler
  • Diş ve çene kırıkları,
  • Çene kemiği içinde gömük kalmış dişlerin çıkartılması veya sürdürülmesi
  • Protez yapımına yardımcı olmak için ağzın sert ve yumuşak dokularında yapılan düzenlemeler

Genetik (doğumsal) olan veya sonradan gelişen çene yüz anomalileri ( damak-dudak yarıkları, alt veya üst çenenin ileride veya geride konumlanması nedeniyle çiğneme fonksiyonunun ve estetiğin bozulduğu durumlar) cerrahi uygulama alanlarıdır. Bunun gibi durumlarda bir Ortodonti uzmanı ile beraber, multidisipliner bir yaklaşım ile hastanın değerlendirilmesi ve tedavisinin yapılması gerekmektedir.


3.1 GÖMÜLÜ 20 YAŞ DİŞİ OPERASYONU


Bu dişler 17–25 yaşları arasında sürme zamanı olduğundan dolayı bunlara 20 yaş dişi de denmektedir.

Genellikle ağızda sürme problemi olan 20 yaş ( üçüncü azı ) dişlerinin çekilmesi (ekstraksiyonu) işlemidir.

20 yaş dişlerinin çekilmesi zorunlu mudur?
Bu dişlerin ağızda kalabileceği durumlarda mevcuttur. Eğer karşıt dişle çiğnemeye katılacak düzgün bir doğrultuda ve yer darlığına sebep olmayacak dolayısı ile diş dizisinde çapraşıklık yaratmayacak şekilde sürerse 20 yaş dişlerinin çekimi gerekmemektedir.

20 yaş dişlerinden sonra damakta yine sürme problemi yaşatabilecek olan diğer dişler köpek ( kanin ) dişleridir. Bu dişler de aynı şekilde küçük cerrahi girişimler ile alınabilinir veya eğer uygun ise ortodontik braketlerle sürdürülerek diş dizisine kazandırılabilinir.


3.1.1. NEDEN 20 YAŞ DİŞLERİNİN ÇEKİMİ GEREKMEKTEDİR?


Çürük; dişin sürmesi esnasında oluşan yuva, ağzın arka tarafında yer almaktadır, o bölgeye ulaşmak zor olduğu için yiyecek artıklarının birikimi sonucu ilgili dişte çürük oluşabilmektedir. Bu durum sıklıkla yanındaki dişi de tehdit edebilmektedir. Çürük oluştuğu taktirde bu dişlerde ve çevre dokularda iltihaba ve apseye bağlı olarak ağrılı durumlar görülebilir.

Dişeti apsesi; bir bölümü sürmüş dişlerde, o bölgedeki enfeksiyon yumuşak dokuya da sıçrar şiddetli ağrıya ve ödeme neden olur. İlerlemiş durumlarda bu nedenle ağzın tam açılamaması söz konusu olabilir (trismus). Daha da ilerlemesi halinde lenfler aracılığı ile yanak ve boyun bölgesine de yayılabilir.

Basınç ağrsı; Sürme sırasında 20 yaş dişleri komşu dişlere de baskı yapıp o bölgede basınç ağrısına neden olabilir. Yandaki dişte aşınmaya, rezorpsiyona neden olabilir. Baskı sonucu sıklıkla hastaların fark edebileceği şekilde ön bölge dişlerinde yavaş yavaş sıkışma, çapraşıklık meydana gelebilmektedir.

Kist oluşumu; Dişler sürmeden önce çene kemiği içerisinde bir folikül (kılıf) içerisinde bulunurlar. Gömülü dişler sürerken çevresindeki bu folikülün rezorbe olmamasından kaynaklanan kistik oluşumlar gözlenebilmektedir. Bu oluşumlar büyüyüp kemikte rezorpsiyona (erimeye) neden olabilir ve büyüyerek kemikte boşluklar oluşturup çene kemiğini zayıflatabilir. Böyle durumlarda çene kemiğinde kırıklara sıkılıkla rastlanır. Sıklıkla olmasa da bu kistler tümörlere dönüşebilir. Böyle riskleri ortadan kaldırmak için yirmilik dişlerin çekimi geciktirilmeden yapılmaktadır.


3.1.2. YİRMİ YAŞ DİŞİ RAHATSIZLIK VERMİYORSA ÇEKİLMESİ GEREKİR Mİ?


Yirmi yaş dişi ile ilgili rahatsızlık olmasa bile, kontrol edilmesi, uzman bir doktor tarafından panoramik filmle incelenmesi gerekmektedir. İnceleme esnasında dişin pozisyonu, herhangi bir enfeksiyon varlığı, yer darlığı gibi faktörler göz önünde bulundurularak çekimi ile ilgili gereklilik kararı verilir.


KAYNAK : Peterson's Principles of Oral and Maxillofacial Surgery Third Edition, M. Miloro, G.E. Ghali, P.Larsen, P. Waite

3.2. APSE VE KİST OPERASYONLARI;( APİKAL REZEKSİYON )


Diş kökündeki yapısal bozukluk nedeniyle başarılı bir şekilde kök kanal tedavisi'nin tam yapılamaması,

Diş üzerinde çıkarılamayan bir restorasyonun varlığı nedeniyle kök kanal tedavisi yapılamaması,

Kök kanal tedavisi sırasında alet kırılmışsa, kırılan aletin mutlaka çıkarılması gerekiyorsa,

Yapılmış kök kanal tedavisine rağmen hastanın ağrısının veya kök ucundaki lezyonun devam ettiği durumlarda veya diş kökünün kemik içerisindeki 1/3 uç kısmının kırılması durumlarında Apikal Rezeksiyon adı verilen kök ucunu ilgilendiren, lokal anestezi altında yapılan operasyonlardır.


KAYNAK : Peterson's Principles of Oral and Maxillofacial Surgery Third Edition, M. Miloro, G.E. Ghali, P.Larsen, P. Waite

3.3. KANSER TANISI KONULAN HASTALARDA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI İLE İLGİLİ OLARAK NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?


Bifosfanat grubu ilaçlar günümüzde osteoporoz, bazı kemik hastalıkları, Paget hastalığı ve bazı kanserlere ait kemik metastazlarının bulunduğu vakalarda kullanılmaktadır. Bifosfonatlar ( Didronate, Skelid, Fasomax, Zometa, Reclast vb ) ağız yolu ile veya enjeksiyon yolu ile hastalara verilmektedir. Özellikle enjeksiyon yolu ile bu ilacı kullanan bireylerde bir enfeksiyon ya da yapılan cerrahi işlemler sonucu ostenekroz adı verilen özellikle kemikte iyileşmenin problemli olduğu durumlar yaşanabilmektedir. Bu nekrozlar her iki çenede veya damakta belirli bir bölgede kemiğin açığa çıkması ve bölgenin en az 6-8 hafta ile başlayan hatta bazı durumlarda yıllarca iyileşmemesi olarak gözlenir. Osteonekroz kendiliğinden gelişebileceği gibi yapılan bir dental işlem sonucu da meydana gelebilmektedir. Bu durumlar hastalarda ağrı, şişlik, his kaybı, yumuşak dokularda ülserasyon, ağız içi ya da ağız dışı fistül, dişlerde sallanmaya yol açabilmektedir. Böyle komplikasyonlara maruz kalmamak için, genellikle de uzun süre kullanımı gerekli olan bu tür ilaçları almaya başlamadan önce hasta detaylı bir ağız muayenesinden geçmelidir. Tüm ümitsiz dişlerin çekilmeli, gerekli tüm cerrahi işlemler tamamlanmalı ve ağızda optimal dişeti sağlığı sağlanmalıdır.


KAYNAK : Peterson's Principles of Oral and Maxillofacial Surgery Third Edition, M. Miloro, G.E. Ghali, P.Larsen, P. Waite

4.1. PERİODONTAL HASTALIK NEDİR?


Periodontal hastalıklar, dişleri destekleyen dokuların ( alveol kemiği, periodontal ligament ve sement ) yıkımıyla karakterize olan, mikroorganizmalar ve bireyin sahip olduğu genetik özellikler arasındaki ilişkiye bağlı olarak gelişen iltihapsal hastalıklardır. Periodontal hastalıkların şiddeti ve ilerleme hızı bireyden bireye farklılık göstermektedir.


PERİODONTAL HASTALIĞIN NEDENİ NEDİR?


Periodontal hastalığın asıl nedeni bakteri plağıdır ve ancak mekanik olarak tedavi edilebilir. Ancak genetik, çevresel ve bireyin sahip olduğu sistemik faktörler de hastalığın oluşmasında etken olabilir. Sistemik faktörler içinde diabet, kalp-damar hastalıkları, epilepsi, down sendromu, AIDS, kan hastalıkları sayılabilir.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

4.2. PERİODONTAL HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?


Toplumda yaygın olarak rastlanan periodontal hastalıkların ilk belirtisi dişeti kanamasıdır. Dişeti kızarık, şiş ve parlak yüzeylidir. Çoğu zaman bu belirtilere, ağız kokusu, dişeti çekilmesi, kanama hissi, dişlerde sallanma ve hassasiyet de eşlik eder. Periodontal hastalıklar toplumda çocuk yaştan yaşlılığa kadar her yaşta insanı farklı şiddette etkileyebilmektedir. Çoğu zaman hastanın ağrı gibi bir şikayeti olmadığı için belirti vermeden ilerleyebilmektedir. Hastanın şikayeti olduğunda ise sağlam, çürüksüz dişler destek doku kayıplarından dolayı sallanarak kaybedilmektedir.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

4.3. PERİODONTAL HASTALIK NASIL TEDAVİ EDİLİR?


Periodontal tedavinin asıl amacı umutsuz gibi görünen sağlıksız dişleri ağızda tutmaktır. Hastalığın tipi ve şiddetine göre değişik tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bunlar; öncelikle ağız hijyeni eğitimi, diş yüzeyi temizliği, kök yüzeyi düzleştirilmesi, rejeneratif, rekonstrüktif ve mukogingival operasyonlar olarak basitçe özetlenebilir. Hastalığın tipi ve şiddeti; hastanın alışkanlıkları ve hekimi ile yapacağı işbirliği, ağız hijyeninin standardı, tedavi planlaması ve başarısını doğrudan etkiler. Periodontal tedavide, erken teşhis ile gerekli müdahaleler yapıldığında sonuçlar kesin ve hasta memnuniyeti en yüksek oranda sağlanmaktadır. Unutulmamalıdır ki periodontal olarak sağlıklı olmayan dişlere uygulanan restoratif tedavilerde estetik ve fonksiyon başarısı sağlanamamaktadır.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

4.4. DİŞETİ ÇEKİLMELERİ


Dişeti çekilmeleri periodontal hastalığa (dişeti) bağlı çekilmeler ve dişlerin bir yüzeyini içeren ( vestibül dişeti çekilmeleri ) çekilmeler olarak iki gruba ayrılır. Periodontal hastalığa bağlı dişeti çekilmeleri dişlerin tüm yüzeyini içerir. Periodontal hastalıkla birlikte dişin destek kemik yüksekliği azaldığında dişeti de onunla birlikte çekilir. Vestibüler dişeti çekilmeleri (sert diş fırçalama alışkanlığı, ortodontik tedavi vb nedenlerle dişlerin dudak/yanağa bakan yüzeylerinde oluşmaktadır) ise ilgili dişlerin bir yüzeyini ilgilendirir. Her iki tür çekilme de lokalize (bir veya birkaç diş ile sınırlı ) veya generalize (tüm ağızda yaygın) olabilir. Genellikle sığ dişeti çekilmeleri günümüzde yaygın şekilde uygulanan ve lokal anestezi altında gerçekleştirilen basit cerrahi tekniklerle tam olarak tedavi edilebilmektedir. İlerlemiş dişeti çekilmeleri sözkonusu olduğunda ise, aynı şekilde kullanılan basit cerrahi girişimler ile açık kök yüzeyleri tamamen olmasa da büyük oranda örtülebilmektedir. Ancak kemik kaybının çok fazla olduğu durumlarda ise açık kök yüzeylerini günümüz teknikleri ile dişetiyle örtmek mümkün değildir. Dolayısı ile kayıp ilerlemeden erken müdehaleler ile başarı şansı daha yüksek olmaktadır.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

4.5. PEMBE ESTETİK (DİŞETİ ESTETİĞİ)


Beyaz ve muntazam dişler sağlıklı ve güzel bir gülümseme için daima yeterli olmamaktadır. Dişleri çevreleyen dişeti sağlığı ve dişeti estetiği oldukça önemlidir. Gülme hattının yüksek olduğu bireylerde dişler ne kadar düzgün olursa olsun dişetindeki uyumsuzluklar ( dişeti çekilmeleri, dişeti formundaki düzensizlikler, gülme esnasında fazla miktarda görünen dişeti ve koyu dişeti rengi ) estetik açıdan olduğu kadar bazı durumlarda sağlık açısından da uzman müdahalesi gerektirebilmektedir. Bu tip uyumsuzluklar basit cerrahi girişimler ile düzeltilebilmektedir. Dolayısı ile bireyin gülüşü çok daha sağlıklı ve hoş olabilmektedir. Dişeti estetiğinin belirli anotomik sınırlar içinde bir dişeti uzmanı ( Periodontolog ) tarafından yapılması tercih edilmelidir.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

4.6. HAMİLELİKTE AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI


HAMİLELİK SÜRESINCE DİŞETİNDE NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER OLABİLİR?


Hamilelik esnasında meydana gelen hormonal değişiklikler yüzünden dişeti hastalıklarına karşı yatkınlık oluşmaktadır. Bu yatkınlık hamilelik öncesi tam bir ağız muayenesinden geçilip optimal ağız hijyeni sağlanarak ve bunu sürdürme alışkanlığı edinilerek engellenebilinir. Hamilelikte gözlenebilen dişeti büyümeleri tek bir dişin çevresinde veya bütün ağızda yaygın olarak görülebilir.


HAMİLELİKTEKİ DİŞETİ BÜYÜMELERİNİN SEBEBİ NEDİR?


Hamilelik süresince gözlenen yüksek düzeydeki hormonal değişiklikler, damarların yapısında değişiklik yaratarak bireyin iltihapsal durumlardaki yanıtını farklılaştırır.

HAMİLELİKTE DİŞETİ BÜYÜMESİ NASIL GÖZLEMLENİR?


Hamilelikte gözlenen dişeti büyümesinde doku parlak, kırmızımsı, yumuşak kıvamlı kendiliğinden ya da dokununca kanayan yapıdadır.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

4.7. HAMİLELİKTE DİŞETİ PROBLEMLERİ NE ZAMAN BAŞLAR?


Genellikle 3. aydan sonra meydana gelir ancak daha erken dönemlerde de gözlenebilir ve özellikle ağız hijyeninin iyi olmadığı bireylerde görülme sıklığı daha fazladır.


HAMİLELİKTE GÖRÜLEN DİŞETİ BÜYÜMELERİ AĞRILI MIDIR?


Başlangıçta ağrıya neden olmaz, ancak ilerlemiş durumlarda dişlerin çiğneyici yüzeyini içini aldığında ağrıya neden olur.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

4.8. HAMİLELİKTE GÖRÜLEN DİŞETİ BÜYÜMELERİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?


Tedavisi ağız hijyeninin optimal düzeye getirilmesinin ardından dokunun kaldırılmasını içerir, bazı durumlarda hamilelik süreci içinde tekrar edebilir ancak hamilelikten sonra gözlenmez.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

5. DİŞ HEKİMLİĞİNDE LAZER


5. LAZER NEDİR?


Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation ( Lazer ); Uyarılmış radyasyon salınımlarıyla ışık kuvvetlendirilmesi anlamına gelmektedir. Lazer ışınının en büyük özelliği dağılmaz olması ve yön verilebilmesidir.


LAZER DİŞ HEKİMLİĞİ ALANINDA NE ZAMANDAN BERİ KULLANILMAKTADIR?


Dişhekimliğinde ilk olarak 1964 yılında kullanılmaya başlanan lazerler, sürekli gelişim göstererek günümüzde dişhekimliğinin pekçok alanında kullanılır hale gelmektedir. Çeşitli lazer tipleri birbirinden farklı dalga boyu özellikleri sebebiyle farklı kullanım alanlarına sahiptir. Diş hekimliğinde kullanılan tüm lazerlerin yayılım dalga boyu yaklaşık 0,5μm (veya 500 nm) ile 10,6 μm (veya 10600 nm) arasındadır.


5.1. LAZER DİŞ HEKİMLİĞİ ALANINDA HANGİ TEDAVİLER ESNASINDA KULLANILABİLMEKTEDİR?


Dişlere uygulanacak her tür porselen restorasyon ( empress, lamina veneer vb) öncesi diş yüzeyinin hazırlığı aşamasında, çene kemiğini ilgilendiren cerrahi işlemlerde, dişetini ilgilendiren cerrahi işlemlerde, sıcak/soğuk hassasiyeti olan dişlerin hassasiyetinin giderilmesinde, diş çürüklerinin sağlam diş dokusundan uzaklaştırılmasında, kanal tedavisi esnasında kök kanallarından mikroorganizmaların arındırılmasında, diş beyazlatma esnasında, operasyon sonrası yara bölgesinin ve aftların iyileşme sürecinin hızlandırılmasında kullanılabilmektedir.


KAYNAK : Principles and Practice of Laser Dentistry, R.A. Convissar

5.2. DENTAL TEDAVİLER ESNASINDA LAZER KULLANILMASININ AVANTAJLARI NELERDİR?


Lazer uygulamaları esnasında diş, dişeti veya kemik dokusu ile genellikle temassız çalışılır dolayısı ile işlem esnasında anestezi her zaman gerekmemektedir. Tedavi esnasında ve sonrasında kanama riski daha düşüktür. Operasyon sonrası şiş daha az olmakta ve daha hızlı iyileşme gözlenmektedir. Lazer uygulaması her tür tedavi prosedürünün işlem süresini kısaltmakta, tedavi sonrası hasta konforunu arttırmakta, iyileşme sürecini hızlandırmaktadır.



KAYNAK : Principles and Practice of Laser Dentistry, R.A. Convissar

6. ENDODONTİK TEDAVİ (KÖK KANALI TEDAVİSİ)


Endodontik tedavi diş pulpası (dişe ait damar-sinir paketi) ve dişin kökü çevresindeki dokulara ait hastalıkların tedavisidir.

Diş ağrısının, soğuk-sıcak hassasiyetinin, diş apselerinin, travmaya maruz kalmış dişlerin tedavisi endodontik tedavi kapsamındadır. Endodontik tedavi yani kanal tedavisi; dişlerde ağrı, apse ve kist oluşumuna neden olan, iltihaplı veya ölü diş pulpasının içerisinde bulunduğu kök kanalından çıkarılması ve geriye kalan kök boşluğunun, biyolojik uyumlu (doku dostu) bir madde ile tam olarak doldurulması işlemidir.

Başarılı bir endodontik tedavi sonrası, hasta optimum ağız hijyenini de sağlıyabiliyorsa düzenli yapılan kontroller ile ilgili diş hayat boyu ağızda kalabilmektedir.

Endodontik tedavinin alternatifi ise ilgili dişin alınarak yerine implant yerleştirilmesidir. Ancak lezyonlu dişlerde bile başarılı bir kanal tedavisi ile iyileşme gözlenebilmektedir.


KAYNAK : Endodontics: Principles and Practise 4th Edition M. Torabinejad, R.E. Walton

7. ORTODONTİK TEDAVİ


Ortodonti, diş-çene-yüz bölgesini ilgilendiren bozuklukların oluşumunu kontrol altına almak; mevcut bozukluklarn ilerlemesini durdurmak ve tedavi etmek; bununla birlikte iyi bir estetik görüntü ve beraberinde fonksiyon (ısırma, çiğneme, konuşma,vb.) sağlamayı hedefleyen uzmanlık dalıdır.


Ortodontik Bozukluklar Nasıl Oluşur?
Genetik faktörler
Doğumsal anomaliler (dudak-damak yarığı vb)
Hatalı fonksiyonlar (ağız solunumu vb)
Zararlı alışkanlıklar (parmak emme, uzun süre yalancı emzik kullanma vb)
Erken kaybedilen süt dişleri
Sürmeyen ( gömük kalan ) dişler
Travma


7.1. ORTODONTİK BOZUKLUKLAR NEDEN TEDAVİ EDİLMELİ?


Diş dizisindeki çapraşıklıkların düzeltilmesi ile dişler daha kolay temizlenir, çürük oluşma riski ciddi oranda azalır

Diş dizisindeki çapraşıklıklar dişipi kullanımını güçleştirmekte ve diş fırçasının etkinliğini azaltmakta böylece dişeti hastalığına yatkınlık olmaktadır. Dolayısı ile çapraşıklığın giderilmesi ile dişeti hastalıklarına yatkınlık ortadan kalkar.

Kişinin etkin şekilde ısırıp çiğneme ve konuşmasına yardımcı olmaktadır.

Bazı durumlarda daha estetik ve sağlıklı protez uygulamaları için proteze hazırlık amacı ile ortodontik tedaviden yararlanılmaktadır.

Diş eksikliği durumlarında eksik diş boşukları ortodontik tedavi ile kapatılabilmekte ya da eksik diş boşluğu kapatılamıyorsa implant tedavisi için bölgede uygun miktarda yer açılabilmektedir.

Farklı fonksiyonel sorunların gelişimi engellemektedir (Eklem şikayetleri vb) o dişler hem fonksiyon hem görünüm olarak daha iyi konuma gelirler ve daha estetik görünürler.


KAYNAK : Orthodontics: Current Principles and Techniques, Fifth Edition, L.E. Graber, R.L. Vanarsdall, K.W.L. Vig

7.2. ORTODONTİK MUAYENE NE ZAMAN YAPILMALI?


Ortodontik tedavi için ilk kontrol 7-8 yaş civarında alt ve üst daimi kesici dişlerin sürmesinden sonra yapılmalıdır. Ancak 5-6 yaşlarındaki çocuklarda da ortodontik muayene yararlı olabilmektedir. Bu yaşlarda çoğunlukla ortodontik tedavi uygulanmasa da bazı önleyici ortodontik tedavilerden yararlanılarak erken büyüme-gelişme döneminde daha hızlı sonuç alınabilmektedir. Bu yaşlarda uygulanacak ortodontik tedaviler önleyici ve koruyucu ortodontik tedavi olarak isimlendirilirmektedir. Bununla beraber ortodontik tedavi için öngörülen bir üst yaş sınırı bulunmamaktadır.

Önleyici Ortodontik Tedavi;

Bu tedavilerde amaç daimi dişler için yeterli yer hazırlamaktır.Erken kaybedilen süt dişlerinin yerini koruyucu yer tutucular hazırlanmaktadır. Koruyucu Ortodontik Tedavi;

Kötü alışkanlıklar; parmak emme, anormal yutkunma gibi faktörlere bağlı gelişebilecek problemleri önlemek amacıyla alışkanlık kırıcı apareyler hazırlanmaktadır. Daimi dişlere yer kazanmak ve kaybedilen dişlerin yerini korumak için karışık dişlenme dönemindeki hastalara koruyucu tedavileri içermektedir. Hareketli apareyler;

Sabit yer tutucu apareyi Koruyıucu ve önleyici tedavilerde kullanılan sabit ve hareketli ortodontik apareyler
Ortodontik tedavi için ilk kontrol 7-8 yaş civarında alt ve üst daimi kesici dişlerin sürmesinden sonra yapılmalıdır. Bu yaştaki pek çok çocukta hem daimi ve hem süt dişler ağızdadır.Ortodontik problemlerin erken tanısı sonucunda yapılacak tedavi daha kolay olacaktır. Özellikle çeneleri ilgilendiren bozuklukların (iskeletsel sorunlar) tedavisi aktif büyüme ve gelişim döneminde yapılabilmektedir. Bu tür bozukluklar erken dönemde tedavi edilmezse 18 yaşından sonra uygulanacak ortognatik cerrahi tedavi ile tedavi edilebilirler.


KAYNAK : Orthodontics: Current Principles and Techniques, Fifth Edition, L.E. Graber, R.L. Vanarsdall, K.W.L. Vig

7.3. ORTODONTİK TEDAVİDE KULLANILAN APAREYLER


HAREKETLİ APAREYLER


Hasta tarafınfan çıkarılabilen ve genellikle basit diş hareketlerinde kullanılan plaklardır. Bunlar alışkanlık giderici, şeffaf plaklar, vidalı apareyler ya da fonksiyonel apareyler olarak hastaya göre hazırlanmaktadır.


SABİT APAREYLER


Ortodonti uzmanı tarafından diş yüzeylerine yerleştirilen tellerdir. Diş yüzeylerine özel yapıştırıcı ile uygulanan parçalara braket adı verilir. Ayrıca tedavi tekniklerinde yaşanan gelişmelerle de ileri yaşlardaki bireylere uygulanan ortodontik tedavi oldukça yaygınlaşmıştır. Günümüzde porselen ve seramik esaslı şefaff braketler, lingual teknik adını verdiğimiz, dişlerin dil ve damağa bakan iç kısımlarından uygulanan teknik veya invisalign ismini verdiğimiz şeffaf plaklarla uygulanan ortodontik tedavilerle estetik kaygı ortadan kalkmaktadır.


KAYNAK : Orthodontics: Current Principles and Techniques, Fifth Edition, L.E. Graber, R.L. Vanarsdall, K.W.L. Vig

7.4. ERİŞKİN ORTODONTİK TEDAVİSİNDE KULLANILACAK APAREYLERİN GÖRÜNTÜSÜ ESTETİK KAYGI OLUŞTURUYORSA


Gelişmelere bağlı olarak değişen modern ortodontik tedavi teknikleri ile günümüzde özellikle erişkin hastalarda görüntüsü rahatsızlık veren metal teller artık daha az kullanılmaktadır. Metal braketlerin yerine porselen ve seramik esaslı şefaf braketler kullanılabildiği gibi dişlerin arka yüzeylerine ( dil ve damağa bakan yüzeyleri ) yerleştirilen braketler ile uygulanan lingual teknik ile tellerin oluşturabileceği estetik görüntü kirliliği sorunu ortadan tamamen kalkmaktadır. Ayrıca Invisalign adı verilen, tedavinin bilgisayar ortamında planlanması ile oluşturulan şeffaf plaklar ile uygulanan teknikte ise hasta istediği zaman apareyi ağzından çıkarabilmektedir.


KAYNAK : Orthodontics: Current Principles and Techniques, Fifth Edition, L.E. Graber, R.L. Vanarsdall, K.W.L. Vig

8. ÇENE EKLEM RAHATSIZLIKLARI


Çene Eklem Rahatsızlıkları; çiğneme kasları, temporomandibular eklem (TME), baş ve boyun kasları ve ilgili yapılar ile dişler ve tükürük bezlerinden oluşan sistemi etkileyen ağrı ve disfonksiyon sendromudur.

8.1. ÇENE EKLEM RAHATSIZLIKLARININ BELİRTİLERİ:


• Kulak içinde ve kulağın ön bölgesinde, şakaklarda, baş ve boyun kaslarında ağrı. Ağrı aniden başlayabileceği gibi, zamanla artan ağrılar da görülebilir.
• Yüzde ve çenede ağrı ve yorgunluk hissi.
• Çiğnerken, konuşurken veya esnerken ağrı
• Baş ağrısı, baş dönmesi
• Ağız açmada zorluk veya kısıtlılık
• Fonksiyon sırasında tıklama veya çıtırtı sesi
• Çenenin tek tarafa doğru kayarak açılması
• Dişlerde normal kapanmama hissi
• Kulaklarda ağrı, çınlama

8.2. ÇENE EKLEM RAHATSIZLIKLARININ NEDENLERİ


Çene eklem rahatsızlıklarının sebepleri genelde birden fazla rahatsızlığı bir arada içerir. Çeşitli faktörler öne sürülmüştür, bazıları şunlardır;

• Baş veya çeneye gelen gelen direkt travma
• Uzun süreli çok açılması gereken diş tedavileri
• Genel anestezi verilirken ağzın aşırı derecede açılması
• Diş sıkma veya gıcırdatma, dudak ısırma, tırnak yeme gibi parafonksiyonel alışkanlıklar
• Anormal çene ilişkisi
• Baş ve boyun kaslarında kasılmalar
• Sistemik hastalıklar, stres, psikolojik faktörler de çene eklemi rahatsızlıklarıyla ilişkili olarak belirtilebilir.

8.3. ÇENE EKLEM TEDAVİSİNİN AMACI


Çene eklem tedavilerini amacı; ağrıyı ve çene eklemine gelen yükü azaltarak çenenin normal fonksiyonunu sağlamaktır. Bunlar,kombine tedavi ile tüm faktörleri kontrol altına alarak mümkün olmaktadır. Konservatif tedaviler ile başlanmalı ve gerekmedikçe geri dönüşümü olmayan yaklaşımlardan kaçınılmalıdır.

Çene eklem tedavisinde, klinik muayene yaklaşık olarak 30 dakikadır. Hastanın hikayesi alındıktan sonra ağız içi muayenesi ve ardından çene eklemi, baş boyun kaslarını içeren ayrıntılı muayene ile tanıya varılmaya çalışılmaktadır. Hekim, gerekli gördüğü takdirde MRI veya diğer görüntüleme yöntemlerinden yararlanabilir.

Tedavisi Yöntemleri;
• Oklüzalortotik apareyler-Splint (Alt veya üst çeneye)
• Fizik tedavi
• Farmakolojik yaklaşımlar
• Oklüzal düzenlemeler

1. PERİODONTAL HASTALIK NEDİR?


Periodontal hastalıklar, dişleri destekleyen dokuların ( alveol kemiği, periodontal ligament ve sement ) yıkımıyla karakterize olan, mikroorganizmalar ve bireyin sahip olduğu genetik özellikler arasındaki ilişkiye bağlı olarak gelişen iltihapsal hastalıklardır. Periodontal hastalıkların şiddeti ve ilerleme hızı bireyden bireye farklılık göstermektedir.


PERİODONTAL HASTALIĞIN NEDENİ NEDİR?


Periodontal hastalığın asıl nedeni bakteri plağıdır ve ancak mekanik olarak tedavi edilebilir. Ancak genetik, çevresel ve bireyin sahip olduğu sistemik faktörler de hastalığın oluşmasında etken olabilir. Sistemik faktörler içinde diabet, kalp-damar hastalıkları, epilepsi, down sendromu, AIDS, kan hastalıkları sayılabilir.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

1.1. PERİODONTAL HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?


Toplumda yaygın olarak rastlanan periodontal hastalıkların ilk belirtisi dişeti kanamasıdır. Dişeti kızarık, şiş ve parlak yüzeylidir. Çoğu zaman bu belirtilere, ağız kokusu, dişeti çekilmesi, kanama hissi, dişlerde sallanma ve hassasiyet de eşlik eder. Periodontal hastalıklar toplumda çocuk yaştan yaşlılığa kadar her yaşta insanı farklı şiddette etkileyebilmektedir. Çoğu zaman hastanın ağrı gibi bir şikayeti olmadığı için belirti vermeden ilerleyebilmektedir. Hastanın şikayeti olduğunda ise sağlam, çürüksüz dişler destek doku kayıplarından dolayı sallanarak kaybedilmektedir.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

1.2. PERİODONTAL HASTALIK NASIL TEDAVİ EDİLİR?


Periodontal tedavinin asıl amacı umutsuz gibi görünen sağlıksız dişleri ağızda tutmaktır. Hastalığın tipi ve şiddetine göre değişik tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bunlar; öncelikle ağız hijyeni eğitimi, diş yüzeyi temizliği, kök yüzeyi düzleştirilmesi, rejeneratif, rekonstrüktif ve mukogingival operasyonlar olarak basitçe özetlenebilir. Hastalığın tipi ve şiddeti; hastanın alışkanlıkları ve hekimi ile yapacağı işbirliği, ağız hijyeninin standardı, tedavi planlaması ve başarısını doğrudan etkiler. Periodontal tedavide, erken teşhis ile gerekli müdahaleler yapıldığında sonuçlar kesin ve hasta memnuniyeti en yüksek oranda sağlanmaktadır. Unutulmamalıdır ki periodontal olarak sağlıklı olmayan dişlere uygulanan restoratif tedavilerde estetik ve fonksiyon başarısı sağlanamamaktadır


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

2. DİŞETİ ÇEKİLMELERİ


Dişeti çekilmeleri periodontal hastalığa (dişeti) bağlı çekilmeler ve dişlerin bir yüzeyini içeren ( vestibül dişeti çekilmeleri ) çekilmeler olarak iki gruba ayrılır. Periodontal hastalığa bağlı dişeti çekilmeleri dişlerin tüm yüzeyini içerir. Periodontal hastalıkla birlikte dişin destek kemik yüksekliği azaldığında dişeti de onunla birlikte çekilir. Vestibüler dişeti çekilmeleri (sert diş fırçalama alışkanlığı, ortodontik tedavi vb nedenlerle dişlerin dudak/yanağa bakan yüzeylerinde oluşmaktadır) ise ilgili dişlerin bir yüzeyini ilgilendirir. Her iki tür çekilme de lokalize (bir veya birkaç diş ile sınırlı ) veya generalize (tüm ağızda yaygın) olabilir. Genellikle sığ dişeti çekilmeleri günümüzde yaygın şekilde uygulanan ve lokal anestezi altında gerçekleştirilen basit cerrahi tekniklerle tam olarak tedavi edilebilmektedir. İlerlemiş dişeti çekilmeleri sözkonusu olduğunda ise, aynı şekilde kullanılan basit cerrahi girişimler ile açık kök yüzeyleri tamamen olmasa da büyük oranda örtülebilmektedir. Ancak kemik kaybının çok fazla olduğu durumlarda ise açık kök yüzeylerini günümüz teknikleri ile dişetiyle örtmek mümkün değildir. Dolayısı ile kayıp ilerlemeden erken müdehaleler ile başarı şansı daha yüksek olmaktadır.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

3. PEMBE ESTETİK (DİŞETİ ESTETİĞİ)


Beyaz ve muntazam dişler sağlıklı ve güzel bir gülümseme için daima yeterli olmamaktadır. Dişleri çevreleyen dişeti sağlığı ve dişeti estetiği oldukça önemlidir. Gülme hattının yüksek olduğu bireylerde dişler ne kadar düzgün olursa olsun dişetindeki uyumsuzluklar ( dişeti çekilmeleri, dişeti formundaki düzensizlikler, gülme esnasında fazla miktarda görünen dişeti ve koyu dişeti rengi ) estetik açıdan olduğu kadar bazı durumlarda sağlık açısından da uzman müdahalesi gerektirebilmektedir. Bu tip uyumsuzluklar basit cerrahi girişimler ile düzeltilebilmektedir. Dolayısı ile bireyin gülüşü çok daha sağlıklı ve hoş olabilmektedir. Dişeti estetiğinin belirli anotomik sınırlar içinde bir dişeti uzmanı ( Periodontolog ) tarafından yapılması tercih edilmelidir.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

4. GUMMY SMILE NEDİR? (GÜLÜMSEME ESNASINDA DİŞETLERİ OLMASI GEREKENDEN FAZLA GÖRÜNÜYORSA NE YAPILABİLİNİR?)


Gummy Smile; gülümseme esnasında dişetlerinin normalde estetik olarak kabul edilen miktardan daha fazla göründüğü durumdur. Böyle bir problem varsa dişetlerinin görünme miktarı ve dişlerin periodontal ( dişeti sağlığı ve kemik desteği ) durumu göz önünde bulundurularak müdahale şekli belirlenir. Tedavi seçenekleri; dişeti konumunun dokuların izin verdiği ölçüde yukarı alınarak değiştirilmesi ve /veya dudağın bir miktar aşağı alınmasıdır. Her iki işlem de lokal anestezi altında yaklaşık 30-40 dakika süren küçük cerrahi işlemlerdir.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

5.1. HAMİLELİK SÜRESINCE DİŞETİNDE NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER OLABİLİR?


Hamilelik esnasında meydana gelen hormonal değişiklikler yüzünden dişeti hastalıklarına karşı yatkınlık oluşmaktadır. Bu yatkınlık hamilelik öncesi tam bir ağız muayenesinden geçilip optimal ağız hijyeni sağlanarak ve bunu sürdürme alışkanlığı edinilerek engellenebilinir. Hamilelikte gözlenebilen dişeti büyümeleri tek bir dişin çevresinde veya bütün ağızda yaygın olarak görülebilir.


HAMİLELİKTEKİ DİŞETİ BÜYÜMELERİNİN SEBEBİ NEDİR?


Hamilelik süresince gözlenen yüksek düzeydeki hormonal değişiklikler, damarların yapısında değişiklik yaratarak bireyin iltihapsal durumlardaki yanıtını farklılaştırır.


HAMİLELİKTE DİŞETİ BÜYÜMESİ NASIL GÖZLEMLENİR?


Hamilelikte gözlenen dişeti büyümesinde doku parlak, kırmızımsı, yumuşak kıvamlı kendiliğinden ya da dokununca kanayan yapıdadır.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

5.2. HAMİLELİKTE DİŞETİ PROBLEMLERİ NE ZAMAN BAŞLAR?


Genellikle 3. aydan sonra meydana gelir ancak daha erken dönemlerde de gözlenebilir ve özellikle ağız hijyeninin iyi olmadığı bireylerde görülme sıklığı daha fazladır.


HAMİLELİKTE GÖRÜLEN DİŞETİ BÜYÜMELERİ AĞRILI MIDIR?


Başlangıçta ağrıya neden olmaz, ancak ilerlemiş durumlarda dişlerin çiğneyici yüzeyini içini aldığında ağrıya neden olur.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

5.3. HAMİLELİKTE GÖRÜLEN DİŞETİ BÜYÜMELERİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?


Tedavisi ağız hijyeninin optimal düzeye getirilmesinin ardından dokunun kaldırılmasını içerir, bazı durumlarda hamilelik süreci içinde tekrar edebilir ancak hamilelikten sonra gözlenmez.


KAYNAK : Clinical Periodontology and Implant Dentistry 5th Edition, J.Lindhe, T.Karring, N.Lang

1. DENTAL İMPLANT


Günümüzde sağlık alanındaki gelişmelere paralel olarak ortalama yaşam ömrü uzamış dolayısı ile dişsizlik oranı artmıştır. Bugün bilinen diş kayıplarının %90 sebebi diş çürükleri ve periodontal hastalıklar ( dişeti hastalıkları ) nedenlidir. Uzun süren dişsizlik ve kontrolleri yapılmamış, uygun olmayan geleneksel protezlerin uzun süre kullanılması sonucu hastalarda ciddi çene kemiği rezorbsiyonları ( erime ), fonksiyonsuzluğa bağlı atrofi ve dejenerasyonlar gözlenmektedir. Bu ve benzeri nedenlerden ötürü geleneksel hareketli protezler ile yapılan tedavilerin estetik ve fonksiyonel başarısı da genellikle sınırlı olmaktadır.


1.1. İMPLANT NEDİR?


İmplant kaybedilen diş köklerini taklit eden, silindir veya vida şeklinde yapay diş kökleridir.

İmplantlar titanyum ya da diğer doku dostu materyallerden üretilirler.

İmplant uygulaması iki aşamalı bir tedavidir. İlk aşaması yapay diş kökü olan implantın çene kemiğine yerleştirildiği cerrahi aşamadır. İşlem lokal anestezi altında, ağrısız bir şekilde ve genellikle diş çekiminden daha kısa sürede gerçekleştirilir.

İkinci aşama ise protez aşaması olan yapay diş kökünün üzerine protezin yapılacağı aşamadır. Eksik diş sayısı ve yerine konulan implant sayısına bağlı olarak implantların üzerine sabit (kendi dişiniz gibi ağzınızdan hiç çıkmayan) protezler veya hareketli (çıtçıtlı) protezler yapılabilir.


1.2. İMPLANT NEDEN DAHA ÇOK TERCİH EDİLEN BİR TEDAVİ OLMAYA BAŞLAMIŞTIR?


İmplantlarla yapılan tedavi planlamaları daha koruyucu yöntemlerdir. Diş çekim boşluğuna komşu dişlerin kesilmesi ile yapılacak köprü restorasyonlarına ya da hareketli protezlere oranla çok daha koruyucu bir yöntem olarak kabul edilmektedir. İmplant tedavisi dişe en çok benzeyen tedavi seçeneği olması ve ağızda hareket etmeyen protez kullanımına izin vermesi sebebi ile hastanın yaşam kalitesini de arttırmaktadır.


1.3. DENTAL İMPLANTLARIN AVANTAJLARI NELERDİR?


İmplantlar kendi dişleriniz gibi görünür ve hissetirir.

İmplantlar kemik içine yerleştirildiğinden, diş çekimi sonrası meydana gelen kemik kaybını önlemektedirler.

Koruyucu bir yöntemdir; implantlar çekim boşluğuna yerleştirildiği için köprü protezlerinden farklı olarak mevcut diğer dişlerinize dokunulmadan tedavi gerçekleştirilir.

Çoklu diş eksikliği durumlarında ya da tüm çene diş eksikliği durumlarında yerleştirilen implantlar üzerine yapılan total (damak), parsiyel veya sabit protezler hiç oynamaz. Tutuculuk maksimumdur. Ayrıca tüm çene dişsizlik durumlarında uygulanan en az 2 ve daha fazla sayıda implant destekli protezlerin ağızda kapladığı yüzey alanı çok daha az olmaktadır. Böylece hasta daha konforlu bir şekilde yaşamını sürdürebilmektedir.


KAYNAK : Contemporary Implant Dentistry Third Edition, Carl. E. Misch

2. KİMLER İMPLANT YAPTIRABİLİR?


İmplant için en uygun adaylar dişeti hastalığı ve genel sağlık problemi olmayan ya da varsa kontrol altında olan kişilerdir.

Eğer Periodontal (dişeti), Diabet (şeker) veya benzer bir hastalık mevcut ise hastalığın kontrol altında olması implant uygulaması için yeterlidir.

İmplant planlanan bölgede yeterli miktarda kemik olması gerekir. Diş çekiminden sonra çene kemiğini (alveol) erimesi hızlanır bu nedenle çekim yapılan bölgeye en kısa süre içerisinde implant yerleştirilerek kemik erimesinin önüne geçilmesi önerilir.


KAYNAK : Contemporary Implant Dentistry Third Edition, Carl. E. Misch

3. İMPLANT YAPTIRMADAN ÖNCE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER;


Eğer yoğun sigara kullanan bir hastaysanız implant uygulaması öncesi ve hemen sonra bir süre sigarayı bırakmanız ve takip eden iyileşme sürecinde de günlük sigara sayınızı en çok 5 adete kadar düşürmeniz istenecektir. Eğer kontrol altında olmayan Diabet hastasıysanız değerlerinizin diyetinize özen göstererek ve/veya kullandığınız ilacın doktorunuz ile konsültasyon yapılarak değişimi yada dozu ile oynanması ile mümkün olduğu kadar referans aralığına çekilmesi istenecektir.


KAYNAK : Contemporary Implant Dentistry Third Edition, Carl. E. Misch

4. İMPLANT YAPTIRDIKTAN SONRA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER;


İmplantın uygulandığı operasyon, ağız içi dokular üzerinde basit bir diş çekimi ile yaklaşık olarak aynı etkiyi yaratmaktadır.

Yerleştirilen implantın aşırı yükten korunması ve yara yüzeyinin herhangi bir travmadan mümkün olduğu kadar etkilenmemesi için bir süre daha yumuşak besinler ve sıvı gıdalarla beslenmeniz istenebilir.

Size reçete edilen ilaçların saatine dikkat edilerek alınması önemlidir.

Tüm cerrahi işlemler sonrası olduğu gibi implant operasyonu sonrası doktorunuzun önereceği süre boyunca sigara ve alkol kullanılmamalıdır.


KAYNAK : Contemporary Implant Dentistry Third Edition, Carl. E. Misch

5. DENTAL İMPLANT UYGULAMA SÜRESİ NE KADARDIR VE AŞAMALARI NELERDİR?


İmplant operasyon süresi diş eksikliği sayısına bağlı olarak değişir. Ortalama bir implantın yerleştirilmesi 10 dakika kadar bir zaman almakta ve hasta için diş çekiminden daha az travmatik olmaktadır. Ancak kemik yetersizliğinin olması durumlarında bu süre operasyon esnasında uygulanan ek cerrahi işlemlerden dolayı artabilmektedir. Bu uygulamalar süreyi biraz uzatsa bile yine hasta için ağrısız bir işlemlerdir. Çene kemiğinize yerleştirilen implantın kemiğe kaynaması (osseointegrasyon) için beklenmesi gereken süre yaklaşık 8 haftadır. Ancak bu süre beklenilmeden derhal protezin yerleştirildiği durumlar olabildiği gibi yaklaşık 4 ile 6 ay gibi uzun bir iyileşme sürecinin bekleneceği durumlarda olabilmektedir. Bekleme süresini etkileyen faktörler implantın yerleştirileceği çene kemiğinizin mevcut hacmi ile ilgilidir. Bu sürenin tamamlanmasından sonra ikinci aşamada küçük bir müdahale ile implantı ağız içine açan bir kapak yerleştirilerek dişeti şekillendirilir. Dişetinin şekillenmesi için geçen 1-2 hafta akabinde ise ölçü alınarak rutin protez işlemlerine geçilir.


KAYNAK : Contemporary Implant Dentistry Third Edition, Carl. E. Misch

SAĞLIK TURİZMİ


Avrupa, Orta Doğu’da yer alan ülkeler başta olmak üzere, çeşitli ülkelerde sunulan sağlık poliçelerinde ekonomik nedenlerden dolayı özellikle profesyonel dental ve oftalmik müdehaleler sigorta kapsamı dışında tutulmaktadır. Dolayısı ile bu ülkelerde yaşayan bireyler bu branşlarda tedavi gerektiren sağlık problemlerine çözüm ararken daha rahat karşılayabilecekleri düzeyde maliyet sunan ülkeleri ziyaret etme yolunu tercih etmektedirler.

Türkiye sağlık kontrolleri ve tedaviler için yurtdışında yaşayan hastaların sıklıkla tercih ettiği ülkelerden biridir. Türkiye’de tedavi olmayı seçen hastalar sayıları hızla artan uzman Diş Hekimleri’ne rahatlıkla ulaşabilmekte ve en son teknolojik gelişmelerin rehber alındığı bir anlayışla dünya standartlarındaki tedavi imkanlarından yararlanabilmektedirler.

Kliniğimizde de uzman doktorlar tarafından planlanacak ve uygulanacak olan dental tedaviniz gerçekleşirken bir yandan ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerini keşfedebilirsiniz.

İLETİŞİM







SİL  GÖNDER

T: +90 212 291 39 91

F: +90 212 248 24 21


Dr. Dilek Güvenç, DDS, PhD
Periodontoloji Uzmanı
Dişeti Hastalıkları ve Cerrahisi


Valikonağı cad. No:32
Ana Apt. Kat:6
34367 Nişantaşı
İstanbul/Türkiye


info@dilekguvenc.com
Dr. Dilek Güvenç DDS, PhD
Resmi Web Sayfasına Hoşgeldiniz

Tr|En